Spor medyasının mutfağına giriyoruz!

24 Nisan 2015

Kirchner? Messi?

Türkiye'de Spor Medyası'nda bu hafta konuğumuz futbolun son 'baba'sı Hayri Ülgen. Takvim Gazetesi baş yazarlarından Ülgen'le spor medyası ve köşe yazarlığı üzerine konuştuk.


Türkiye futbol tarihine geçmiş çeşit çeşit spor adamları vardır. Kimisi başarılarıyla, kimisi yaptıkları bir hareketle, kimisi ise centilmenliği ve örnek duruşuyla... Centilmenliğiyle tarihe geçen futbolculara, taraftarın taktığı bir lakap vardır. "Baba"... Hayri Ülgen de, centilmenliğin, dürüstlüğün; son dönem dünya futbol tabiriyle fair-play'in günden güne eksildiği futbol ortamında Türk futbolunun 'baba' lakaplı son futbolcusu... 25 yıllık spor yazarlığında ise yol gösterici tavırlarıyla spor medyasında ilgiden hiç uzak kalmamış bir isim... Hayatını konu alan bir de kitap yazan Hayri Ülgen'le spor medyası ve köşe yazarlığı üzerine konuştuk.

Spor medyası hakkında görüşlerini sorduğumuz Hayri Baba, spor medyasının dünyadaki önemine Arjantin Devlet Başkanı'nın adını sorarak vurgu yaptı. Bu soruyu soracağımız 100 kişiden 5'inin dahi doğru cevabı veremeyeceğini iddia eden Ülgen, Barcelonalı futbolcu Messi'yi ise tanımayan insan bulmanın zorluğuna dikkat çekti.

25 yıldır çeşitli gazete ve televizyon kanallarında spor yorumculuğu yapan Ülgen'e köşe yazarlığının gereksinimlerini sorduğumuzda ise öğretici cevaplar aldık. Bir köşe yazarının en büyük ihtiyacının eğitim ve sosyalleşme olduğunu ifade eden Hayri Baba; köşe yazarlarının yıkıcı tavırlardan kaçınmaları gerektiğini savunuyor. Yorumlarında her zaman saha içini diğer etmenlere göre daha fazla önemsediğini söyleyen Ülgen, spor yorumculuğunda zirvede kalmasını buna borçlu olduğunu ifade etti.

"Adamın varsa gazetecisin"
Gazetecilik mesleğinin geçmişe oranla saygınlığını yitirdiğini iddia eden Hayri Baba, mesleğin eskiden var olan eğitim, görgü, edep gibi kriterlerinden tamamen arındırıldığını, bu nedenle de kutsallığını yitirdiğine inandığını ifade etti. Spor branşlarından en medyatik olan futbolda bir futbolcunun gazeteci olup spor yorumlayabilmesi için kendisini üst düzeyde eğitmesi gerektiğini savunan Hayri Ülgen, futbolcuların %80'inin magazin dergisi dışında bir şey okumadığını iddia etti. Bu gidişle Türkiye'deki futbol medyasının çöplüğe döneceğini savunan Ülgen, öte yandan basketbol veya diğer spor branşlarındaki yorumcuların -yeterince popüler olmasalar da-  üst düzey eğitim seviyesine sahip olduklarını, sporcuların ise bir çoğunun üniversite mezunu olduğunu, bu sayede de o alanlarda Türkiye'nin uluslararası müsabakalarda gayet iyi temsil edildiğini ifade etti. Medya sektörünün her alanında olduğunu savunduğu 'adam kayırmacılık' sorununun spor medyasındaki varlığını da şu sözleriyle ortaya koyuyor: "Adamın varsa, veyahut arkandan bakanın varsa iş bulursun."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder