Spor medyasının mutfağına giriyoruz!

10 Nisan 2015

"Sosyal medya okuyucunun medyası" (Spor muhabirliği - 1)


Türkiye'de Spor Medyası blogumuzda bu hafta spor muhabirliğine
giriş yapıyoruz. Telefon bağlantısı yaptığımız Ntv Spor muhabiri Övünç Özdem'le spor muhabirliğinin temel ilkelerini konuştuk.



Türkiye'de "gazeteci" denince ilk olarak akla köşe yazarları gelir. Ancak "muhabir" dendiğinde ise gece gündüz sokakta bir fotoğraf makinesi ya da kamerayla haber peşinde koşanlar gelir. Spor muhabirleri ise bir spor takımının peşinden gece gündüz koşarlar, o takımın en çok deplasmana giden taraftarından daha çok yola gitmişlerdir. Ntv muhabiri Övünç Özdem'le de spor muhabirliğinin temel özellikleri ve ilkeleri üzerine konuştuk. 


Telefon bağlantısını buradan dinleyebilirsiniz.

Övünç Özdem, Doğan Haber Ajansı'nda geçen başarılı habercilik yıllarından sonra iki yıldır Ntv Spor'da muhabirlik yapıyor. Başarılı muhabir, spor muhabirliği görevini, diğer muhabirlikten ayırmadığını söylüyor. Spor kanalında veya gazetesinde daha fazla detaya ihtiyaç duyulduğunu belirten Özdem, kendi konsantrasyonunun, kendi tabiriyle 'olan haberin sağıyla soluyla oynamadan, kendi yorumunu habere katmadan aktarmaya çalışmak' olduğunu vurguluyor.

"Doktorlar ve polisler gibiyiz"

Futbol müsabakalarını takip ederken bir çok ülkeye gittiklerini belirten Özdem, çalışma koşullarını kıyaslama fırsatı buldukları yabancı meslektaşlarının temposunun da benzerlik gösterdiğini belirtiyor. Planlama ve sistemin bir çok ülkede aynı olduğunu söylüyor. Son 5-6 yılda stadyumlar ve dolayısıyla basın mensuplarına ayrılan alanlar da aynılaşmaya başlamış. Diğer ülkelerin spor muhabirlerinin haberlere bakış açıları ve ilgi çekmeye çalıştıkları konuların büyük benzerlik göstermeye başladığını söyleyen Özdem, internet sayesinde bugün İngiliz BBC'den İspanyol MARCA'ya, internet sitelerinde başlığa çektikleri konuların benzer olduğunu görebileceğimizi iddia ediyor. Çalışma koşullarıyla ilgili "zorluk" kelimesini kendisi için kullanmak istemediğini ifade eden tecrübeli muhabir, bir çok zor meslek olduğunu söylüyor. 

Muhabirliği, çalışma saatleri açısından doktorluk ve polisliğe benzeten Özdem, herhangi bir saatte gelen telefonla, polislik ve doktorlukta olduğu gibi o an nerede ve ne yapıyor olduklarının hiçbir öneminin kalmadığını belirtiyor ve hayatlarının tüm konsantrasyonunu işlerine vermek zorunda olduklarını ekliyor.

"Sosyal medya okuyucunun medyası"

Yeni medya araçlarını kullanıp kullanmadığını sorduğumuz tecrübeli gazeteci, sosyal medyayı yakından takip ettiğini, gelen eleştiri, yorum ve soruları değerlendirdiğini; o anda cevap vermesi gereken bir soru olursa cevap verdiğini söylüyor. Ancak haber veya bilgi paylaşımını çalıştığı kurumun haber yayma organlarını kullanarak yapmayı tercih ettiğini belirtiyor. Sosyal medyayı kullanan muhabirlerin sosyal medyada kendi medyalarını yaratmalarının zor ve sakıncalı bir durum olduğunu iddia eden Özdem, sosyal medyanın bir medya kurumuna bağlı olmayan herkes için mükemmel bir medya alternatifi olduğunu vurguluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder